18 Mayıs 2017 Perşembe

Siyah Süt - Elif Şafak // Kitap yorumu

Kitabın Adı: Siyah Süt
Yazarın Adı: Elif Şafak
Yayınevi: Doğan Kitapçılık
Basım Yılı: 2007
Sayfa Sayısı: 308

Özeti;
Bu kitap okunur okunmaz unutulmak için yazıldı. Suya yazı yazar gibi...
"Siyah Süt" kadınlığın, kadınların hayatının kasvetli ve karanlık ama son tahlilde geçici bir dönemiyle ilgili. Birdenbire gelen ve geldiği gibi hızla dalgalar halinde çekile çekile giden bir haletiruhiye burada incelenen. Bu haliyle elinizde tuttuğunuz kitap bir nevi tanıklık. Otobiyografik bir roman.
   (...) Annelik dünyanın en yaşanılası, en muhteşem lütuflarından biri; güzel ki hem de nasıl. Aldığı tüm övgüleri fazlasıyla hak ediyor.Öylesine benzersiz, öylesine kıymetli... aynı zamanda çetrefil, karmaşık ve kimi zaman hayli ağır.

 *****
 “Siyah Süt” anlatım tekniği bakımından bilinç akışına ve iç diyaloglara yer verilmiştir.Karakterlerin anlık duygularını yansıtan çeşitli diyaloglar içermektedir.Dil ve üslup karşısında fazla düzenli olmayan ve üslupçuluğu öne çıkarmak istememiştir.Bazen mantık örgüsü iyi kurulmamış ifadelere,devrik yapılara ve tamamlanmamış cümlelere yer verilmiştir.

Kitap sonunda “Beyaz Süt” başlıkla tamamlanıyor ve bu başlık insanın hayatla ve kendisiyle barışık olmasının sembolik ifadesi olduğunu ifade ediyor Elif Şafak.Roman,sonunda kendi gerçekliğine ve toplum kodlamasına başkaldıran kadının ontolojik olarak kendi varlığını ve kimliğini kabullenmesine ve onaylanmasının anlamını taşımaktadır.Öte yandan erkek egemen dünya düzenine karşı feminist söylemle uyuşacak derecede radikal düşüncelere sahip anlatıcının asli varlığına dönmesini,kadın kimliğine yazarlığı,kadın-yazar kimliğine de anne kimliğinin eklenmesinin macerasını ele alan romandır.Bu roman farklı kişilik ve kimliklerin uzlaşmayı arayışla kendi içinde düzeni sağlamaya çalışan,iç çatışmalarını farklı alanlara kaydıran anlatıcının daha çok psikolojik otobiyografisi durumundadır.

Kadınlığın,kadınların hayatının kasvetli ve karanlık ama son tahlilde geçici bir dönemiyle ilgili bir dönemini anlatıyor Elif Şafak.Bir kadının postpartum dönemi boyunca kendi içinde yaşadığı çelişkileri aktarmış fazlasıyla.Kitap,edebiyat ile götüremeyeceğini mantık ve duygu ekseninde tartıyor.Bir kadının biyolojik olarak doğurduğu çocuğa annelik yaparken,fiziksel anlamda kendi yavruları olarak gördüğü kitaplara gereken ilgiyi gösterip gösteremeyeceği üzerinde duruyor.

Kitabın son 50 sayfasında ise postpartum depresyon hakkında nedir,ne zaman oluşur ve tedavi yöntemleri nelerdir gibi tıbbi bilgiler vererek okurun bazen sağlık kitabı mı okuyorum demesine yol açabiliyor.Genel anlamda Elif Şafak’ın içindeki ses korosu,anneliğe olan bakış açısı,hamilelik süreci,anne yazar olmak ve lohusalık sürecindeki depresyonu anlatıyor.Daha çok kadın,annelik ve yazarlık üzerinde duran Elif Şafak,sadece kadın kitlesine seslenme ve onlar üzerine hakimiyet kurma izlenimi yaratıyor.Daha çok okur kitlesi olarak kadınları merkeze alan Elif Şafak,erkek okur kitlesini bu kitabında biraz önemsememiş.Ama her şeye rağmen yinede tüm okur kitlenin seveceği ve hamile olan okuyucuların daha çok anlayabileceği zevkli bir kitap.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder