Yazar: Kemal Tahir
Sayfa Sayısı: 312
Basım Yılı: 2015
Yayınevi: İthaki
Özeti;
"Kurtlukta düşeni yemek kanundur" korkusunu her an enselerinde hissederek yaşayan köşeye kıstırılmış, kendileriyle ve geçmişleriyle, içinde bulundukları zamanla hesaplaşan insanları anlatıyor Kemal Tahir, Kurt Kanunu'nda. Cumhuriyetin en bunalımlı dönemlerinden biri olarak değerlendirilen "İzmir Suikasti" olayına karışan ve karıştırılanların dramı olarak da okunabilecek roman, İttihatçılar arasındaki iktidar kavgasını ve tasfiye sürecini de acımasız bir yalınlıkla ve öz eleştiriyle ortaya koyuyor.
* * * * *
Kurt kanunu kitabı yaşanmış bir tarihi olayı açık ve net bir
şekilde önümüze seriyor. Roman da İzmir suikastine neden olan Abdülkerim ve
suikaste adı karıştırılan Kara Kemal’in hikâyesini anlatıyor. Suikasti planlayanların gözünden olayları anlatan bir kitap. Bu kitap sayesinde insanların nasıl
hırslarının kurbanı olduğunu ve çıkar ilişkilerinin dostlukları nasıl yerle bir
ettiğini görüyoruz. Kara Kemal, romana göre suçu olmadığı halde olaya adı karıştırılıyor. Kitabı okudukça Kara Kemal’in başına gelenlere üzülüyorsunuz. Belkide böyle bir olaya
adı karıştırılmamış olsaydı, onun çok farklı yerlerde olabileceği çok açıktı. Abdülkerim karakteri ise kitapta daha çok kadınlarla olan ilişkileri üzerinden anlatılıyor. Siyasetçi yönü
arka planda bırakılmış. Okuyucuda boş bir insan havası yaratılmış.
Kitabın eleştireceğim
yönlerinden ilki çok fazla karakterin olması ve bu karakterlerin hikâyesinin de
anlatılması, buda okuyucunun asıl konudan uzaklaşmasına neden oluyor. Ayrıca romanı 3 farklı kişinin
anlatması okuyucuda ciddi kafa karışıklığı yaratıyor. Çünkü hikâye o bölümlerde
bambaşka hal almaya başlıyor ve bir süre sonra ancak olayları yakalayabiliyorsunuz.
Kitabı sıkıcı yapan bir diğer unsur ise betimlemeler. Bu betimlemeler kitapta
sayfalarca yeri kapsıyor. Örneğin, kitabın bir bölümünde o gün çıkan bir
gazetenin betimlemesi yapılıyor. O gazetede çıkan bütün haberlere ayrı ayrı anlatılıyor. Okuyucuda sıkılmaya neden olacak bir durum. Kitabın en önemli sorunlarından biriside yakaladığı ritmi hikâye boyunca sürdürememesi. Hikâyenin durağanlaştı
kısımlarda çok fazlaydı ve iç monologlar aşırıydı. Bütün bunlar kitabı beğenmeye engel değil tabi ki.
Romanı bitirdiğinizde kendinizi sorgulatıyor . Kara Kemal’in kendini öldürmesini
sorguluyorsunuz. Emin Bey’in yaşadığı vicdan azabını sorguluyorsunuz. Ve tabi ki bütün bunları
sorgulamamızı sağlayan Kemal Tahir’e teşekkür etmemiz gerekiyor, bu kadar cesur
olduğu ve korkmadan yazdığı için. Biz halk olarak nedenlerle değil sonuçlarla
ilgilenen insanlardan oluşuyoruz. Kemal Tahir ise bize ayna tutarak görünenin
arkasında ki saklı olanları gösteriyor. Son olarak bu kitap benim için çelişkinin,
hüznün, hırsların, vicdanın ve yalnızlığın resmini oluşturuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder